Yeraltı adamının şikayetleri

by Erkan K.

Uyuyamıyorum, üstelik erken kalkıp işe gitmem gerekiyor. Yatmadan nasıl kalkabilirim. Tam uykuya dalacakken oksijen yetmiyormuş gibi nefessiz kalıyorum. Hiçbir derin nefes yeterli gelmiyor işte. Nasıl bir hastayım ben lanet olsun. Şekerim yüksek, kemiklerim, eklemleri sızlıyor habire. Gözlerim kuruluktan yanıyor. Parmağımı kıpırtdatmaya takatim yok. Şimdi de bu …nefessiz kaldığımı hissediyorum. Denizin dışında kalmış insan giysisinde bir balık mıyım yoksa. Evet bu kesin. Hafızam bile saniyelik. Ben yağlı bir balığım. Bu yüzden bu dünyaya ait değilmişim gibi hissediyorum hep.

Lanet olasıca bir balık da olsam bunu kimse anlayışla karşılamaz. Hatta beni yemeğe bile kalkarlar. Ne olursa olsun gizlemeliyim. (pencereden dışarı yağan yağmura baktı, derin bir nefes aldı.)

*

Annemin, babamın gözlerinde gördüm, hep unutmak isteyen yorgun bakışları. Onların da benim gibi balık olduklarını biliyordum. Bunu saklamak için yani birilerinin sofrasına düşmemek, daha fazla yaşayabilmek için çok çaba sarf etmişler. Kader böyle bir şey olsa gerek, sana nefes aldırmayan bir dünyada başkaları gibi, çoğunluğun bir adamı olarak tutunmaya çabalamak. Çoğunluğun balıkçı olduğu bir yerde kendini yaşamaya cesaret etmek ölümle burun buna olmak demekti.

*

Deniz kenarında insan olsalar da bana dokunmayan hatta durumuma ilgi duyan birkaç kişiyle bankta oturmuşuz. Onlara hiçbir şey söylemiyorum. Buna rağmen ben konuşuyormuşum gibi kulak kabartıp dikkatle bana bakıyorlar. Ne duyduklarını merak ediyorum. Neyi duymak istediklerini. Benim tüm kelimelerim balık zihnimde yüzüp duruyor. Ama beni duyar gibi bakmayı, ara sıra başlarını sallamayı sürdürüyorlar. İşin içinde benim balık olmamın yanında bir de delilik varmış gibi geliyor.

Şunları da beğenebilirsin

-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00